"SECDE ETMEK" YERE KAPANMAK DEĞİLDİR !
Secde etmek fiilinde yere kapanma anlami yoktur. Secde "teslim olmak, boyun eğmek" demektir. Yere kapanmak anlamini icermez! Ayetlerde yere kapanma icin HARRU kelimesi kullanilmistir. Bu bakis acisi ile bir cok meal ve baglantili yorumlarin gözden gecirilmesi gerekecektir.
2 tür SECDE vardir:
1) Isteyerek SECDE ETMEK (=teslim olarak, boyun eğmek)
2) Ister istemez, dogasi geregi yerine getirdikleri SECDE (Teslimiyet)
Her ikisini de ayetlerle inceleyelim:
1. KONU: Isteyerek SECDE ETMEK(=teslim olarak, boyun eğmek):
Secde Suresi 15. Ayet: Gerçekten Bizim ayetlerimize ancak, kendilerine öğüt verildiği zaman - "SECDE EDEREK[succeden](=teslim olarak)" - "YERLERE KAPANAN[harrû]" - ve Rabblerine hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayanlar iMAN-EDERLER/iNANIRLAR/GÜVENiRLER.
SECDE = "Kişinin bilinçli olarak teslim olması, boyun eğmesi, onun otoritesi dışına çıkmaması" demektir ve icinde yere kapanmak anlami yoktur.HARRUR = Yere kapanmak.[HARRUR SECCEDEN] = "Secde ederek (teslim olarak) yere kapandılar" demektir.
Asagidaki örneklerde de dikkat edilmesi gereken nokta, SECDE fiilinde yere kapanma anlami yoktur. Yere kapanma icin HARRU kelimesi kullanilmistir.
Yusuf Suresi 100. Ayet: "Ve anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine yükseltti. Ve hepsi ona(lehu) SECDE EDEREK[succeden](=teslim olarak) yere kapandılar[harrû]. Ve (Yusuf): “ Babacığım İşte bu durum, o rüyamın tevilidir. ..."
[ve harrû lehu succedâ] = "Ve ona secde ederek (teslim olarak) yere kapandılar" demektir.
Meryem Suresi 58. Ayet: İşte bunlar, Âdem’in soyundan, Nuh ile beraber taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail’in soyundan ve hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz peygamberlerden Allah’ın kendilerine nimetler verdiği kimselerdir. Onlar kendilerine Rahman’ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak ve SECDE EDEREK[succeden](=teslimiyet göstererek) YERE KAPANIRLARDI[harrû].
[HARRUR SECCEDEN] = "Secde ederek (teslim olarak) yere kapandılar" demektir.
İsra Suresi 107–109. Ayetler: De ki: Siz ona (Kur’an’a) ister inanın, ister inanmayın; şu daha önce kendilerine ilim verilenler; o (Kur’an) onlara okunduğunda onlar, SECDE EDEREK[succeden] (=teslimiyet göstererek) çeneleri üstü[li el ezkâni] kapanırlar[yahırrûne]. Ve: “Rabbimiz tenzih ederiz. Rabbimizin vaadi mutlaka gerçekleşecektir.” derler. Ve onlar, ağlayarak[yebkûne] çeneleri üstü[li el ezkâni] kapanırlar[ve yahırrûne]. Ve bu (Kur’an) onların huşuunu (alçak gönüllüğünü) artırır.
[yahırrûne lil ezkâni succedâ] = SECDE EDEREK (=teslimiyet göstererek) çeneleri üstü kapanırlar.[Ve yahırrûne lil ezkâni yebkûne] = Ve onlar, ağlayarak çeneleri üstü kapanırlar.
Arâf Suresi 143. Ayet: Ne zaman ki Musa, tayin ettiğimiz vakitte geldi ve Rabbi ona konuştu. (Musa) “Ey Rabbim, göster bana kendini de bakayım sana!” dedi. (Rabbi ona) Dedi ki; “Beni sen asla göremezsin velâkin şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse, sen de Beni göreceksin.” Daha sonra Rabbi dağa tecelli edince onu paramparça ediverdi, Musa da baygın olarak yere kapandı (yığıldı). Ayılıp kendine gelince de, “Seni tenzih ederim, Sana döndüm (tövbe ettim) ve ben inananların ilkiyim.” dedi.
2. KONU: Ister istemez yerine getirdikleri SECDE (Teslimiyet):
Rad Suresi 15. Ayet: Ve yerde ve göklerde olan kimseler ve gölgeleri ister istemez de sabah akşam yalnızca Allah’a SECDE EDERLER (=boyun eğerler, teslimiyet gösterirler).
Nahl Suresi 49. Ayet: Göklerde ve yerde olan dabbehden/canlılardan ne varsa ve melekler Allah’a SECDE EDERLER (=boyun eğerler, teslimiyet gösterirler) ve onlar büyüklük taslamazlar.
Hacc Suresi 18. Ayet: Göklerde ve yerde olanların, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, tüm kıpırdayan canlılar/hayvanlar ve insanların çoğunun Allah’a SECDE ETTiKLERiNi (=boyun eğdiklerini, teslimiyet gösterdiklerini) görmüyor musun?
---
SECDE EDEREK (teslim olarak) nereye ulasmamiz bekleniyor?
Cevabini Secde suresi 15 ve 16. ayetlerde buluyoruz. Yatagindan kalkacak DUA EDECEK, kazancindan INFAK edeceksin!
Secde Suresi 15. Ayet: Gerçekten Bizim ayetlerimize ancak, kendilerine öğüt verildiği zaman - "SECDE EDEREK[succeden](=teslim olarak)" - "YERLERE KAPANAN[harrû]" - ve Rabblerine hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayanlar iMAN-EDERLER/iNANIRLAR/GÜVENiRLER.
Secde Suresi 16. Ayet: Onların (iman edenlerin/inananların/güvenenlerin) yanları YATAKLARDAN UZAKLAŞIR, onlar (iman edenler/inananlar/güvenenler) korku ve ümit içinde Rablerine DUA EDERLER ve kendilerine verdiğimiz RIZIKLARDAN İNFAK EDERLER/BAĞIŞLARLAR.
---
Nisâ, 102'te askerlerin SALATI ve SECDE'si
Şûrâ/36-39: "...ve kendilerine bağy [bir zulüm ve saldırı] isabet ettiği zaman birbirleriyle yardımlaşan/intikam alan kimseler için daha hayırlı ve daha kalıcıdır."
Burada askerlerin cephede yardımlaşmakta olduklarını anlıyoruz. Bu askeri yardımlaşmanın toplantısını Nisa 102'de görüyoruz.
Nisa 102. Ve sen onların içinde bulunup da onlar için salât ikâme ettiğin zaman [eğitim-öğretim verdiğin zaman] içlerinden bir kısmı seninle beraber dikilsinler [eğitime katılsınlar]. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar "SECDE ETTiKLERiNDE/BOYUN EĞDİKLERİNDE [ikna olduklarında]" arka tarafınıza geçsinler. Sonra "SALATA katılmamış [eğitim-öğretim almamış]" diğer bir kısmı gelsin seninle beraber salât etsinler[eğitim-öğretim yapsınlar] ve tedbirlerini ve silâhlarını alsınlar.
---
KAPIDAN SECDE EDEREK GİRİN:
A'RÂF – 161
Ve onlara: “Bu şehirde yerleşin ve ondan dilediğiniz yerden yeyin, af dilediğinizi söyleyin ve KAPIDAN SECDE EDEREK GİRİN.” denilmişti. “Sizin hatalarınızı mağfiret edelim ve muhsinlere daha da arttıralım.”
BAKARA – 58
Ve o zaman demiştik ki: “Bu kasabaya girin, böylece onun (ni'metlerinden) dilediğiniz yerden bol bol yeyin. KAPIDAN SECDE EDEREK GİRİN ve “hıtta” (günahlarımızın bağışlanmasını diliyoruz) deyin. Biz de sizin hatalarınızı mağfiret edelim (günahlarnızı sevaba çevirelim). Ve muhsinlere (ni'metlerimizi) artıracağız.”
“KAPIDAN SECDE EDEREK GİRİN” ifadesinden girecekleri “sehrin hukukuna uyun” dedigini anliyorum. Af dilemelerinden de bir tür iltica söz konusu oldugunu anliyorum. (bu suanki görüsüm. Millet ve bölge hukuklari üzerinde calismam bitmedi. Bu noktada görüslerim muhtemelen diger bulacagim ayetlerle degisebilir)
---
TESLİMİYET GÖSTEREREK YERE KAPANDILAR:
12/YÛSUF-100
Ve anne babasını tahtın üstüne çıkarttı.
Ona secde ederek/TESLİMİYET GÖSTEREREK(succeden) YERE KAPANDILAR (harrû).
Yusuf (A.S) şöyle dedi:
“Ey babacığım!
Bu, daha önceki rüyamın yorumudur.
Rabbim onu hakikat kıldı (gerçekleştirdi).
Ve beni zindandan çıkardığı zaman bana en güzelini yaptı/planladı
Ve şeytan, benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra sizi çölden getirdi.
Muhakkak ki; benim Rabbim, dilediğine lütuf sahibidir.
Alîm (en iyi bilen) ve Hakîm (en iyi hüküm veren, hikmet sahibi) olan muhakkak ki; “O” dur.”
4. ve harrû : ve (yere) eğildiler (çömeldiler), kapandılar
5. lehu : ona
6. succeden : secde ederek, teslimiyet göstererek
Burada gecen "succeden" ifadesi secde etmek yani TESLIMIYET GÖSTERMEK ve YERE KAPANMAK da "harrû" kelimesi.
Yani Yusuf Peygamberin yönetimini kabul etmek ve ona UYMAK anlamında kullanılıyor.
---
SECDE ETMEK = iTAAT ETMEK, DEMEKTiR:
ALAK - 19: Hayır! Sakın, sakın! Ona boyun eğme; secde et ve yaklaş!
[Kellâ, lâ tutı’hu vescud vakterib]
1. kellâ : hayır
2. lâ tutı'hu : ona itaat etme
3. ve uscud : ve secde et
4. ve ikterib : ve yakın ol
Cümle kalıbından "ONU yapma, bilakis BUNU yap" şeklinde bir kalıp olduğunu görüyoruz. Bu da bize birinin diğerinin zıttı olduğunu gösteriyor.
"Ona itaat etme, secde et" cümlesinde "secde etme"nin, "ona itaat etme"nin zıttı olduğunu görüyoruz. Dolayısı ile ayetten
--- Ona "itaat etme"! (Allah'a) "secde et/itaat et" ---
anlamını çıkarabiliyoruz. Bu anlamı detaylandıracak olursa şöyle bir cümle ortaya çıkıyor:
ALAK - 19: Hayır, Sakın! Ona "itaat etme/boyun eğme"! (Allah'a) "secde et/itaat et/boyun eğ" ve yakın ol!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder